Eklenme Tarihi: 1/27/2021
Meniere hastalığı kişide baş dönmesi yaratan, aralıklı işitme kayıpları yaşatan ve kulak çınlamasına neden olan bir iç kulak rahatsızlığıdır. En büyük belirtisi belirli periyodlar halinde kendini gösteren baş dönmesi ataklarıdır. 40’lı yaşlarda kendini göstermeye başlayan bu Meniere hastalığının en büyük nedeni iç kulakta bulunan ve dengeden sorumlu sıvılardaki artışıyla yaşanan basınç artışıdır. Atılan sıvıdan daha fazla sıvı kalması ya da sıvı boşaltılan kanallarda tıkanık olması halinde bu durum ortaya çıkabilmektedir. Yine de Meniere rahatsızlığına neden olan bu basınç artışının sebebi çoğu zaman bilinmemektedir.
Meniere rahatsızlığının başlangıç döneminde kişi ilk olarak sadece baş dönmesi probleminden şikayetçi olmaya başlar. 20 dakika ile 24 saat arası sürebilen baş dönmesi kusma ve bulantıya neden olabilir. Bu bulantıya kulakta oluşan dolgunluk hissi eşlik eder. Bu baş dönmesi atakları ile hafif denge kayıpları ortaya çıkabilir. Hastalığın ilk seyrettiği yıllarda işitme kaybı az görülse de ilerleyen dönemde işitme kaybında artış görülebilmektedir. Bu durum nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketlerine neden olabilir. Tüm belirtiler ayrı ayrı görülebileceği gibi ne yazık ki bazen aynı anda görülebilmektedir. Kişiler gerginlik ve stres yaşadığında veya aşırı tuz alması baş dönmesi ataklarını başlatabilir. Meniere kronik bir rahatsızlık olarak kabul edilse de çeşitli tedaviler semptomları hafifletmeye ve yaşamınızdaki uzun vadeli etkiyi en aza indirmeye yardımcı olabilirken aynı zamanda cerrahi girişim alternatif bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meniere hastalığı olan hastaların kulak fizik muayenesi normaldir. Hele bir de hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene ediliyorsa hiçbir bulguya rastlanmayabilir. Bu nedenle çok yönlü tetkiklerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Bu tetkiklerden biri işitme testidir. Meniere rahatsızlığında sensörinöral tipte yani sinirlere bağlı işitme kaybı görülür. Atakların yaşandığı dönemlerde ve dönem arasında yapılmış başka işitme testleri varsa bunların incelenmesi hastalığın seyri açısından çok önemli bilgiler verir. Bu rahatsızlıkta denge kaybı görüldüğü için denge testler ile iç kulağın denge fonksiyonları incelenebilir. Çoğunlukla hastalığın olduğu kulakta denge fonksiyonları yavaşlamış bulunur. Elektrokokleografi ile iç kulaktaki basınç artışını görülebilir. Her zaman ihtiyaç duyulmasa da son olarak Beyin sapı işitsel potansiyelleri testine ihtiyaç duyulabilir. Bu testte sesin beyinde işitme merkezine ulaştırılmasını sağlayan sinirlere ait başka bir sorun olmadığını anlamak amacıyla yapılır.
Meniere hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastalığın seyrine göre uzmanların hem fikir olduğu bazı tavsiyeler işe yarayabilir ancak en tatmin edici sonuçlar için Meniere ameliyatı gerçekleştirilebilir.
Bu tavsiyelere geldiğimizde şu şekilde sıralayabiliriz;
Cerrahi girişimlerde ise Endolenfatik kese cerrahisi ve Labirentektomi olmak üzere iki farklı yöntem uygulanmaktadır. Endolenfatik kese cerrahisinin etkisi kısmı veya geçici olabilir. İşitmeyi olumsuz etkileme olasılığı düşüktür.
Meniere rahatsızlığında cerrahi girişimler son seçenektir. Öncelikli olarak çeşitli ilaç tedavileri ile hastalığın semptomları büyük ölçüde azaltılabilmektedir. Meniere hastalığı, hayatı tehdit içermeyen ve ciddi komplikasyonları bulunmayan bir rahatsızlık olmasına rağmen, ne zaman ortaya çıkacağı ön görülemeyen baş dönmesi atakları kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Eğer sizde Meinere hastalığına sahip olduğunuzu düşünüyorsanız gerekli tetkiklerin gerçekleştirilmesi ve teşhis ve Meinere hakkındaki sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Konsültasyon ve tedavi için Prof.Dr.Selçuk İnanlı klinik ile iletişime geçebilirsiniz.